HEMOLİTİK
ANEMİLER
Dr. Ali ünal
Normal Periferik
Yayma
ERİTROPOEZ
Eritrositlerin
kemik iliğinde en erken hücresi proeritroblasttır.
Proeritroblast
bölünme sürecine girerek sırasıyla bazofilik eritroblast, polikromatofilik
eritroblast, ortokromik eritroblast evrelerinden geçerek sonuçta retikülosit ve
eritrosit oluşur.
Eritrosit turnoveri
Proeritroblast
döneminden retikülosit oluşana kadar geçen süre 5 gündür.
Perifere
çıkan retikülositler 24-72 saat içerisinde olgun eritrosit şeklini alırlar.
Eritrositlerin
yaşam süresi ise ortalama 120 gündür.
Normal Hemostatik
şartlarda yapılan eritrosit kadarı yıkılmaktadır.
Hemoliz
(yıkım) YERİ…..
İntravasküler
hemolizde eritrositler dolaşımda parçalanır ve eritrosit içeriği
plazmaya karışır.
Daha sık görülen
ekstravasküler hemolizde ise eritrositler makrofajlar tarafından KC ve dalak ve RES te fagositoza ugrar.
İntravasküler
hemoliz;
Eritrositlerin
travmayla karşılaşması (protez kapak),
Eritrositlere
kompleman bağlanması (immün hemolitik anemi)
Ortamda bulunan
ekzojen toksik faktörlerin (bakteri toksini)
saldırısına uğraması sonucu oluşur
İntravasküler
hemolizde;
hemoglobin
hemoglobin
Eritrositler
periferik dolaşımda iken hemolize uğradığı için eritrosit içinde bulunan
maddeler plazmaya geçer.
Hb’de bu plazmaya
geçen maddelerdendir.
Ciddi
intravasküler hemolizde plazma Hb konsantrasyonu artar
Hb,
haptoglobuline bağlanır..
Haptoglobulin
plazmadaki serbest Hb’ini bağlayıp Hb’ini vasküler yatağın dışına kaçırarak
idrar ile idrah edilmesi engellenmiş olur.
İntravasküler
hemolizde;
haptoglobulin
Plazmada
100-150 mg/dl Hb’ini bağlayabilecek
kadar haptoglobulin bulunur.
Hb-haptoglobulin
kompleksi dakikalar içinde hepatosit ve RES tarafından plazmadan
uzaklaştırılır.
İntravsküler
hemolizde haptoglobulin katabolizma hızı yapım hızını geçer, bu nedenle plazma haptoglobulin
düzeyi ölçülemeyecek kadar düşer ya da kaybolur.
İntravasküler
hemolizde;
LDH
LDH
Eritrositlerin
içerinde bol bulunan bir enzimdir.
İntravasküler
hemoliz durumunda LDH düzeyleri çok yükselebilir.
Parçalanan eritrositlerden açığa çıkan Hb RES
hücreleri tarafından indirek Bilüribin’e
çevrilir ve serum indirek Bilüribin düzeyi
artar.
Ekstravasküler
hemoliz;
Extravasküler
hemoliz olabilmesi için eritrosit membranına bağlı antikorun olması veya
eritrosit deformabilitesini etkileyen bazı fiziksel faktörlerin olması gerekir.
Eritrositler esas olarak dalak ve/veya KC’de bulunan Makrofajlar’lar tarafından fagosite edilirler ve
parçalanırlar
Ekstravasküler
hemolizde de
Haptoglobulin
aynı şekilde düşer,
Ancak plazma Hb
düzeylerinde belirgin artış olmadığı için hemoglobinüri ve hemosiderinüri beklenmez.
Serum LDH
düzeyleri intravasküler hemolizdeki değerlerden daha az olmak üzere yine
yüksektir.
İndirek Bilüribin yine yüksek
bulunur.
Hemoliz & retikülositoz
Ciddi hemoliz
varsa
Kemik İliğinde eritroid hiperplazi
periferik kanda retikülositoz
vardır.
Kalıtsal
hemolitik anemilerde
Sarılık,
Splenomegali,
Hemolitik-aplastik
krizler,
Kolelitiazis,
Bacak ülserleri
Kemik
anormallikleri olabilir.
Edinsel hemolitik
anemiler
Akut olarak
gelişirse klinik tablo çok ağırdır. Daha çok ateşli bir hastalığı anımsatır;
sırt ağrısı, karın ağrısı, baş ağrısı, halsizlik, bulantı, kusma, titreme ile
yükselen ateş ve şok-komaya kadar uzanan klinik spektrum olabilir.
Solukluk,
sarılık, taşikardi, terleme,
çarpıntı ve anksiyöz bir durum izlenebilir.
Yavaş gelişirse
hastanın CVS’i anemiye adapte olacağından, klinik tablo konjenital anemilerde
tarif edilene son derece benzer olabilir ve bu nedenle sadece deri ve
skleralardaki sarılık olabilir
Splenomegali ve
indirek hiperbilirubinemi tüm hemolizlerde
izlenir.
Eritropoez artış
göstergeleri;
İntramedüller
eritroid hiperplazi: (Kemik iliği: eritroid hiperplazi )
Ekstramedüller
eritropoezis:
Özellikle
konjenital hemolitik anemilerde (H.sferositoz, talasemi, vs)
Safra kesesi
pigment taşları:
Daha çok kalıtsal
hemolitik anemilerde izlenir.
Periferik kanda
normoblast görülmesi:
Retikülositoz:
Kİ’nin hemolize
efektif yanıtı periferk kanda bulunan retikülosit sayısı ile gösterilebilir.
Kemik iliğinin
kompansasyon derecesini daha sağlıklı olarak göstermesi bakımında daha çok düzeltilmiş
retikülosit sayısı kullanılır.
Düzeltilmiş
retikülosit sayısı=Ret sayısı (%)X (hasta Htc/0.45)
Hemolizde Laboratuar:
Retikülositoz
LDH yükselir
İndirekt
biluribin yükselir
Haptoglobin düşer
Serumda
methemalbuminemi ve serbest Hb bulunabilir
İdrarda
hemosiderinüri, Hbüri, methemalbuminüri olabilir
Radyoaktif Cr
işaretli eritrosit ömrü kısalabilir (Talasemi minör hariç).
OEH ve OEHbK
normal veya artmıştır.
PY’da;
Çekirdekli
eritrositler, makrositler ve polikromazi → Hızlı hemoliz durumlarında görülebilir.
Orak hücreler → Orak hücreli anemi
Parçalanmış
eritrositler(şistosit) → MAHA, prostetik kapak
Akantosit(spur
hücreler) →
Abetalipoproteinemi
Sferosit → Herediter Sferositoz
Hedef
hücre → Talasemi, Kc hast, Hb C
Heinz
cisimcikler → Unstabl Hb, G6PD eksikliğini düşündürür.
EDİNİLMİŞ HEMOLİTİK ANEMİ SEBEPLERİ
Hipersplenizm
İmmün hemolitik
anemiler; OİHA, Alloimmün
PNH
(paroksismal noktürnal hemoglobinüri)
Toksin ve
ilaçlara bağlı hemoliz
Mekanik travmatik
(protez kapak) hemoliz
Eritrosit
parazitleri (sıtma)
Spur hücreli
anemi
TRAVMATİK HEMOLİTİK ANEMİ
Travmatik
kardiak protez kapak hemolitik anemisi
March Hbürisi
MAHA
MARCH
HEMOGLOBİNÜRİSİ
Uzun yürüyüşler,
koşu ve ağır sporlar tekrarlayan küçük damar travması sebebi ile IV hemolize
yol açabilir.
Hafif bir
hemolizdir.
Periferik yayma
normaldir,
tedavi gerekmez
FRAGMENTASYON
HEMOLİZİ
Türbülan kan
akımının eritrositleri zedelemesiyle oluşur.
Aort stenozu
ve yetmezliği, sinüs valsalva rüptürü, AV fistül, ve prostetik kapak (*en sık
aort ve özellikle kapak disfonksiyonu
varsa) hastalarında da travmatik hemoliz olabilir.
Prostetik
kapaklardaki hemoliz daha ciddidir.
MAHA
(Mikroanjiopatik hemolitik anemi)
Hemoliz
bulgularının yanı sıra
ateş,
kanama diatezi,
trombositopeni,
nörolojik
bozukluklar ve
böbrek yetmezliği
vardır.
Arteriol ve
kapillerlerde hyalin mikro-trombuslar saptanır.
Tedavide plazma değişimi (plazmaferez) en
yararlı metottur.
NEDENLERİ
Dev hemanjiom (kasabach-meritt s),
renal transplant
reddi,
Malign HT,
eklampsi,
PAN,
wegener,
Metastatik
tümörler,
TTP, HUS,
E coli ve
Mitomicin-C MAHA yapan sebepler arasında yer alır
TTP & HUS
TTP:
1. MAHA,
2.
Trombositopeni,
3. Üremi,
4. Nörolojik
bulgular,
5. Ateş
HÜS:
1. MAHA,
2. Üremi,
3. Trombositopeni
OTOİMMÜN
HEMOLİTİK ANEMİLER (OİHA)
Hastanın kendi eritrosit antijenlerine
karşı antikor üretmesi ve bunun sonucunda eritrositlerin yıkılmasıdır.
1- IgG
2- IgM
tipinde iki grup
antikor tarafından oluşturulabilir.
1. Sıcak antikor aracılıklı OİHA
(IgG bağımlı)
(IgG bağımlı)
**Bu tür, OİHA’nin
en sık türü olup (%70-80), eritrositler dalakta sekestre olmaktadır.
Hemoliz
ekstravasküler alanda gerçekleşir. Hemolizin oluşması için kompleman
aktivasyonuna gerek yoktur ama kompleman aktivasyonu hemolizi hızlandırır.
1. sıcak antikor aracılıklı OİHA
(IgG bağımlı)
(IgG bağımlı)
Antikor
genellikle Ig G yapısında olup eritrosit memrandaki Ag’lere özellikle Rh
antijenlerinden birine karşıdır (spesifik) veya bazen bütün eritrosit
panelleri ile reaksiyon verir(panaglutinin).
Bu
antikorlar sıklıkla 37 derecede optimal
aktiviteye sahip olduğu için sıcak (ılık)
Ab aracılı otoimmün hemolitik anemi de denir.
OİHA – Ig G & Etyoloji
Hastaların %
40’ında sekonder bir sebebe bağlıdır. Geri kalanında idiopatiktir.
Sekonder
nedenler;
1. KLL (***en sık
malignite), lenfoma ve diğer Lenfoproliferatif
hastalıklar, over teratomu, timoma, karsinomlar (mide)
2. SLE (*en sık
kollejenoz hastalık), PSS, RA, ülseratif kolit, kronik aktif hepatit, PAN
3. İlaç (*metil
dopa en sık)
4. Enfeksiyonlar
(özellikle respiratuvar viral, EMN, CMV, Tbc)
OİHA – Ig G & Klinik
Bütün yaş
gruplarında görülebilmekle birlikte en sık erişkin bayanlarda görülür
Semptomlar
genellikle yavaş başlamakla birlikte (Lenfoma, SLE), ani başlangıçlı olgularda
vardır (akut viral infeksiyon).
Spenomegalinin(%80)
yanısıra HM(%45) ve LAP’da(%35) saptanabilir.
Sarılık,
solukluk, abdominal ağrı ve ateş görülür.
SPLENOMEGALİ
VE
TROMBOSİTOPENİ
EVANS SENDROMU
VE
TROMBOSİTOPENİ
EVANS SENDROMU
OİHA – Ig G & Laboratuvar
Anemi: hafif veya
ağır olabilir.
Direkt coombs ile
IgG tipi antikorlar saptanır (+), indirek coombs (+) veya (-) olabilir. İnd AGT
(+) olması çok fazla miktarda eritrosit otoantikoru yapılmış olduğunu gösterir.
OEH ve OEHbK
genellikle artmıştır. OEH bazen 115 fl’nin üzerine çıkabilir.
PY’da anizositoz,
polikromazi, mikrosferositler, rulo formasyonu, hemoliz ciddi ise normoblastlar
görülebilir.
OİHA – Ig G & Laboratuvar
Retikolositoz
vardır.
Nadiren tanı
anında %25 olguda retikülositopeni olabilir.
Bu durumda ileri
tetkik yapmak gerekir; bu tetkikler arasında infiltratif bir olayı
saptayaabilmek için Kİ asp ve biopsisi ve infeksiyöz nedenlere özellikle parvo
virüs B19’ ayönelik serolojik testler sayılabilir.
İndirekt
biluribün ve LDH yüksek, haptoglobulin düşüktür.
Yıkım dalakta
olduğu için hemosidererinüri yoktur.
OİHA – Ig G & Ayırıcı Tanı
Periferik yaymada
sferosit görülmesine yol açan durumlarla yapılmalıdır.
1. Herediter
sferositoz
2. Zieve
sendromu
3. Clostridial sepsis
OİHA – Ig G & Tedavi
1. Transfüzyon (cok gerekmedikce
yapılmamalı)
2. Steroid
ilk tercih edilecek ajandır... İlk 3 hafta içinde steroide anlamlı yanıt
alınamayan (%15-20) veya hastalığı kontrol altına almak için gerekli olan
prednizon dozu yüksek ise (15 mg/kg/gün üzerinde ) veya nüks varlığında diğer
tedavi seçenekleri düşünülmelidir.
3. ikinci
aşamada seçilmesi gereken tedavi yöntemi Splenektomidir..
4. üçüncü
aşamada seçilecek tedavi immun supressif ilaçlardır. Azotiopürin siklofosfamid.
Bu ilaçlara genellikle cevap çok değişken olup, çok iyi değildir(%30-60).
Siklosporin 10 mg/kg/gün ile başlanıp kan düzeyleri takip edilerek, kc ve
böbrek fonksiyonları izlenerek ilacın dozu ayalanır.
5. Danazol:
600 mg/gün po, denenebilir.
IV gamaglobilin
diğer tedavilere ek olarak. Genellikle geçici bir yanıt söz konusudur.
2. Soğuk
aglütininlere bağlı OİHA
(IgM ilişkili)
(IgM ilişkili)
Genellikle
eritrosit membranındaki i/I antijenlerine karşı üretilen ve düşük
ısılarda (en iyi 32 derece) aktif olan IgM tipi antikorlar vardır.
Soğuk ortamda
eritrositleri aglutine ettikleri için “soğuk aglutininler” adıyla anılırlar.
Eritrositler
esas olarak karaciğerde sekestre olur ve hemoliz için kompleman
aktivasyonuna ihtiyaç vardır.
Bu antikorlar normal insanlarda da düşük
titrelerde(<1:32) mevcuttur.
Soğuk
aglutininler
soğuk aglutinin
sendromu
paroksismal soğuk hemoglobinürisi olmak üzere
başlıca 2 hastalığa neden olurlar.
Bunlarda soğuk
aglutinin sendromu bütün OİHA’lerin yaklaşık olarak 1/3’ünü meydana getirir.
OİHA Ig M &Sebepler:
1.
*En sık idiopatik olarak görülür.
2. *Mikoplazma pnömonia (en sık sekonder sebep),
Ebstein Barr, CMV, sıtma ve tripanozoma gibi enfeksiyonlarda titreler artarlar
ancak klinik hemoliz bu durumlarda nadirdir.
*B-hücreli
lenfoproliferatif hastalıklarda örneğin lenfoma ve KLL’de sekonder olarak görülebilir.
Bu durumlarda antikor genellikle monoklonaldır ve elektroforezde monoklonal pik
yapar.
OİHA Ig M &
Klinik
Bu tür hemoliz
komplemanla olan opsonizasyon sonucu ekstravasküler alanda gerçekleşir. Nadiren
de doğrudan lizis ile intravasküler alanda da olabilir. Hastalık soğuk
ortamlarda daha sıktır, raynaud benzeri tablo veya akrosiyanoz ile
seyredebilir.
Klinik tablo
genellikle ılımlı bir seyir izler. Anemi ve hafif sarılıkla seyredip diğer
laboratuvar bulguları hemolizi gösterir. Soğuk aglutininler eritrositlere
yüzeyel damarlarda bağlanarak, kan akımını bozarlar ve akrosiyanoza yola
açarlar. Mikrosirkülasyonda oluşan dolaşım bozukluğu sonucunda livedo
retikülaris izlenebilir. Bu hastalarda genellikle splenomegali izlenmez.
OİHA Ig M &
Laboratuar
Periferik yaymada
otoaglutinasyon tipiktir.
Hastadan alınan kanın
hızla pıhtılaşması tipiktir.
Klasik coombs (-)
çıkabilir ancak anti C3 kullanılarak yapılan Coombs (+) tir (kompleman).
Soğuk aglutinin
titresi 1/10.000’in üzerinde olması tanı için önemlidir.
Retikülositoz
Serum haptoglobin
azalmış
LDH ve ind. Bil
düzeyleri artmış
OİHA Ig M &
Tedavi
Tedavi esas
olarak altta yatan sebebin tedavisidir.
1. Hastanın
soğuktan korunması ve kendisini ılık tutması gereklidir. Bu nedenle yatak
istirahati bu hastalığın tedavisinde önemlidir. Daha ılık iklime sahip
bölgelerde yaşaması önerilir.
2. İmmünsupresif
tedavi: klorambusil ve siklofosfamid kullanılabilir. Klorombusil 2-4 mg/gün,
po, başlanıp soğuk aglutinin sentezini kontrol altına alacak şekilde dozu 10
mg/güne kadar artırılabilir. Siklofosfamid vesteroid kombine de kullanılabilir.
3. Steroid ve
splenektominin faydası yoktur.
4.
Plazmaferez bu hastalarda antikorları uzaklaştırması ile faydalı olabilir.
5.
Bu hastalara kan vermek çok tehlikeli olabilir. Transfüzyon şartsa 37 dereceye
kadar kanı ısıtmak ve yıkanmış eritrosit suspansiyonu ve geniş bir venden
vermek gerekir. Transfüzyon yaparken hasta ısıtılmalı ve transfüzyon yavaş
yapılmalıdır.
G.
İLAÇLARA BAĞLI İMMÜN HEMOLİTİK ANEMİ
Hapten tipi:
Hapten tipi:
Bazı
ilaçlar eritrosit membranına sıkıca bağlanarak antijenik özellik kazanır ve
daha sonra ilaca karşı oluşan antikor eritrosit membranında ilacın olduğu
bölgelere bağlanır ve eritrosit yıkımını başlatırlar (örn. Penisilin,
sefalosporin).
Hemoliz
genellikle ekstravaskülerdir.
Kompleman
aktivasyonu genellikle vardır.
Ig G-Direkt
coombs (+) dir.
İndirekt coombs
ise tipik olarak (-) dir.
G.
İLAÇLARA BAĞLI İMMÜN HEMOLİTİK ANEMİ İmmun kompleks tipi (kinidin tipi):
Eritrosit
membranına bağlanan bazı ilaçlar, bir eritrosit antijeni ile birlikte yeni bir
antijen oluştururlar.
Ilaç+Plazma
proteinleri kompleks oluşturduktan sonra ilaca özgü kompleman fikse eden
antikorların yapımını uyarırlar.
Bu antikorlar Ig
G veya Ig M yapısında olabilir. Ab’lar yeni yapıya bağlanır.
Eritrosit
membranında ilaç- antikor immün kompleksleri meydana geldikten sonra C3b
eritrosit membranına bağlanarak alternatif yoldan kompleman sistemini aktive
eder (C3 eritrosit yüzeyinde birikir).
Kompleman sistemi
aktive olduktan sonra hızlı bir şekilde intravasküler eritrosit yıkımı meydana
gelir.
G.
İLAÇLARA BAĞLI İMMÜN HEMOLİTİK ANEMİ İmmun kompleks tipi (kinidin tipi):
Direkt coombs (+)
dir.
İndirekt AGT (-)
dir.
İlaca bağlı en
ağır hemoliz tipidir.
Ağır
intravasküler hemoliz ve sonrasında böbrek yetmezliğine ve DIK’e yol açabilir.
Temel ilaç Kinin, kinidin olup rifampin,
probenesid, diklofenak ve klorpropamid ile de olabilir.
G.
İLAÇLARA BAĞLI İMMÜN HEMOLİTİK ANEMİ Otoimmun reaksiyon tipi (metil topa tipi):
Bazı ilaçlar
doğrudan otoantikor yapımını uyarır.
Bu tip IgG
bağımlı hemolitik anemi ile patofizyolojik olarak aynıdır.
Hemoliz ekstravasküler alanda gerçekleşir.
Hemolize neden olan
antikorlar metil dopa ile reaksiyona girmezler.
Bu Ab’lar eritrositlerin Rh antijenleri ile
reaksiyona girerler.
G.
İLAÇLARA BAĞLI İMMÜN HEMOLİTİK ANEMİ Otoimmun reaksiyon tipi (metil topa tipi):
Kronik metil dopa
tedavisi alan hastaların %15’inde hemoliz olur.
Bu antikorlar
ayrılırsa metil-dopasız ortamda da normal eritrositleri hemolize eder.
Hem direkt hem
indirekt coombs (+) dir.
İlacın hemen
kesilmesi tedavideki temel yaklaşımdır.
Ağır olgularda
eritrosit suspansiyonu gerekebilir.
Bu hastaların
çoğunda ANA, RF, mide mukozasına karşı Ab lar da saptanabilir
PAROKSİSMAL
NOKTÜRNAL HEMOGLOBİNÜRİ
Edinilmiş bir kök
hücre defekti vardır.
İntrensek
eritrosit kusuruna bağlı tek edinsel hemolitik hastalıktır.
Aslında kronik
bir intravasküler hemoliz söz konusu olup dönem dönem agreve olmaktadır.
Kompleman bağımlı membran hasarına duyarlı
hücrelerin artması ile karekterize bir hastalıktır
Normal
eritrositmembranında bulunan DAF (CD55), HRF (Homologous Restriction
Factor:C8bp) ve MIRL(CD59) gibi glikoproteinler, kompleman bağımlı hemolizi
önleyici etki gösterirler.
PNH’li hastalarda bu glikoproteinler genetik
bir defekte bağlı olarak (somatik mutasyon) azalmıştır ya da yoktur.
Bu nedenle
eritrositler kompleman aracılığı ile olan hemolize aşırı derecede duyarlı
olurlar.
Serum LDH yüksek
Serum haptoglobin
düzeyleri azalmış
Hemosiderinüri
(+)
Hbüri genellikle
geceleri olur ve sabah idrar rengi koyulaşır.
Renal fonksiyon
bozuklukları: albüri, hematüri, hipostenüri, tübüler fonksiyon bozukluğu ve
kreatinin klirensi azalma, ABY, KBY, ABY genellikle hemolitik ataktan sonra izlenir ve reverzibldir.
Kronik
hemoglobinüri sebebi ile demir eksikliği anemisi olabilir.
Sukroz hemoliz
testi
Duyarlı ama
spesifitesi az, taze normal serum sukrozla dilüe edilerek hastanın
eritrositleri ile inkübe edildiğinde hemoliz olması, kompleman aktivasyonu hem
klasik hem de alternatif yoldan olur.
HAM testi
En çok kullanılan
ve en sipesifik testtir ama duyarlılığı azdır. Hasta eritrositleri asidifiye
normal serumla inkübe edildiklerinde hemoliz olmasıdır. İzlenen hemoliz
alternatif yolun aktivasyonu ile meydana gelir
A –
Eritrosit membran defekti:
Herediter
sferositoz,
Herediter
eliptositoz,
Herediter
ovalositoz,
Herediter
stomatositoz
Herediter
piropoikilositoz
HEREDİTER
SFEROSİTOZ
Herediter sferositoz
HS & Hemolitik
kriz:
En sık görülen
krizdir.
Hayatı tehdit
edici değildirler.
Genellikle
enfeksiyonlara sekonder olur.
Hastaların
retikülosit sayısında ve indirek bilirubin’de artma görülür.
Genellikle 10-14
günde kendiliğinden düzelir.
HS & Aplastik
kriz:
Nadirdir fakat
ağır anemiye neden olduğu için tehlikelidir.
Hastalar aplastik
kriz sırasında kaybedilebilir.
Genellikle
parvovirüs B 19 infeksiyonlarına sekonder olarak gelişir.
Kİ’de eritroid
hipoplazi vardır.
Aplastik krizde
hastanın Hb/Htk düzeyinde ani düşme ve retikülosit sayısıda azalma izlenir.
Hastanın sarılığı
kaybolur. Bu dönem yaklaşık 2 hafta sürer.
Bu dönemde
yapılan transfüzyon hayat kurtarıcı olabilir.
HS & Megaloblastik
krizler:
Yetersiz folat
alımına bağlı yada gebelikte artmış ihtiyaç yüzünden olabilir.
Bu nedenle HS’lu
hastalara proflaktik folik asit verilmelidir.
Bu hastalarda bilurubin
safra taşları sıktır.
Splenomegali ve
sarılık vardır.
Gut ve ayak
ülserleri olabilir.
Hemokromatosis
gelişebilir.
HS & Tanı-Tedavi
Osmotik frajilite
testleri kesin tanıyı sağlar.
SDS-PAGE (membran
elektroforezi) ile olguların %80’inde memran protein eksiklikleri
gösterilebilir.
Temel tedavi
yaklaşımı Splenektomidir, hastaların çoğunda şifa sağlar.
Splenektomi
membran defektini değil, anemiyi düzeltir ve krizleri azaltır.
Folik asit
desteği yapılır.
PÜRİVAT
KİNAZ EKSİKLİĞİ
Kırmızı kürelerde
majör ATP sentez yolu EMP’dir.
Bu yola ait bir
enzim olan pruvat kinaz eksikliğinde dalakta hemoliz olur.
Eritrosit 2 – 3
DPG miktarının artması aneminin semptomlarını hafifletebilir.
Eksikliğin
derecesine göre klinik değişikendir.
Splenektomiye kısmen
cevap verir.
G6PD
EKSİKLİĞİ
Hekzos monofosfat
(pentoz fosfat) yoluna ait bir enzimdir.
X’e bağlı genetik
geçiş sözkonusudur.
En sık enzim
eksikliğidir.
G-6PD eksik ise eritrositler oksidan strese
dayanıksız hale gelir (Redükte glutatyon yokluğunda Hb okside olur.
Okside Hb
denatüre olur ve Heinz body denilen presipatlat oluşur).
G-6PD
eksikliği &
hemolizi tetikleyen faktörler:
hemolizi tetikleyen faktörler:
Bakla, soya
fasülyesi
Enfeksiyon (en
sık sebep) *
İlaçlar:
yanda …
**** Fenasetin (asetominofen
bu hastalarda ateş düşürücü olarak kullanılabilir),
Primakin,
Kinakrin,
Sulfonamidler
(TMP-SMX)
Nitrofrantoin,
Kloramfenikol,
Asetil salisilik
asit,
Fenasetin (asetominofen
bu hastalarda ateş düşürücü olarak kullanılabilir), sulfonlar
(Dapson),
naftalin,
askorbik asit,
vit-K,
dimerkaprol,
probenesid,
metilen mayisi,
toluidine mavisi
ORAK HÜCRELİ
ANEMİ
(HbS)
(HbS)
Otozomal Resesif geçiş gösterir
Yapısal gen
bozukluğu ile karakterizedir
Beta zincirinin
6. sırasındaki glutamik asit yerine valin gelmiştir.
Bu patoloji
sonucu eritrositlerin mikrodolaşımdaki esnekliği ve solubilitesi bozulmuştur.
Özellikle hipoksi
varlığında hücreler oraklaşır, vikositer artar, mikrodamar obstrüksiyonu
gelişir.
Sickle Cell
Anemi – PY
HbS & Aplastik krizler;
Parvovirüs B19
enf.eksiyonuna sekonderdir
Genellikle sadece
bir kez olur (hasta daha sonra bağışıklık geliştirdiği için).
Bu yüzen
yetişkinlerde nadirdir.
Htc düşmesi ile birlikte retikülositin de
düşmesi tipiktir.
Kan transfüzyonu
ile tedavi edilir.
TALASEMİLER
Hb zincirlerinden
birinin veya birkaçının defektif sentezidir.
Otozomal resesif
geçer.
Hipokrom
mikrositler bir anemi vardır.
Talasemiler a ve b olarak iki gruba ayrılır.
NORMAL
ERİŞKİN HEMOGLOBİNLERİ
% 98 HbA (a2b2),
% 2-3 HbA2 ( a2d2)
%1-2 HbF (a2g2) vardır.
Alfa
talasemi:
Gen delesyonu
sonucu a zincir
sentezi azalmıştır.
Normalde 4 alfa
globin zinciri geni vardır.
Sessiz
taşıyıcı → 3 gen varlığında ( x
- / xx )
Alfa
talasemi taşıyıcı → 2 gen varlığında ( x
- / x - ya da -- / xx )
HbH hastalığı → 1 gen varlığında ( - - / - x)
Hb Barts → Hiç alfa geni yoksa ( -- / -- ) (g4) (hidrops fetallis)
BETA
TALASEMİ
Beta zincir
sentezi azalmasıdır.
Beta zincir
sentezindeki azalmaya göre heterojen bir grup hastalığı kaplar.
HbA yok, HbA2
artmış(%4-10),
HbF çok
artmıştır (%90-96).
PY’da; hedef
hücreleri, göz yaşı hücreleri, mikro–anizositoz–poikilositoz vardır.
Serum Fe , SDBK¯, kemik iliğinde Fe .
b TALASEMİ İNTERMEDİA
Bir miktar HbA
üretebilen hastalarda daha hafif seyirli b talasemi intermedia gelişir.
Bunlarda Hb
genellikle 6 – 7 mg/dl’nin üzerindedir.
Bunlar yetişkin
yaşa ulaşabilir.
Talasemilerin
tedavisi genellikle destek ve demir şelasyonu ile olmaktadır.
Kemik iliği
nakli, gen tedavisi ve hemoglomin F sentezini aktive etmeye yönelik tedaviler
umut veren deneysel yaklaşımlardır.
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder